15 Nisan 2012 Pazar

Hz.İLYAS (A.S)






 

Hz.İLYAS (A.S)إلياس


İlyas; adı İbranice "Benim tanrım Yahu/Jah"tır anlamına gelen[1][2] Elijah'tan (İbranice: אליהו‎) Arapçaya İlyas (Arapça:إلياس, Îlyâ, إيليا) olarak geçmiş bir peygamber. Hz.İlyas'ın MÖ 9. yüzyılda İsrail Krallığı'nın Kuzey bölgesinde yaşamıştır.

Kur’an’da iki defa İlyâs (el-En‘âm 6/85; es-Sâffât 37/123), bir defa da İlyâsîn (es-Sâffât 37/130) şeklinde ismen zikredilmekte, mümin kullardan olduğu, kavminin taptığı Ba‘l inancıyla mücadele ettiği ve daha sonra gelenler arasında hayırla anıldığı belirtilmektedir. Arap dilcilerine göre İlyâs yabancı bir kelime olup (Mevhûb b. Ahmed el-Cevâlîkī, s. 13; Jeffery, s. 68) aslı İbrânîce Eliyah veya Eliyahu’dur. “Yahve tanrımdır” anlamına gelen bu ismin, onun asıl adı değil peygamberlik görevini simgeleyen bir lakap olabileceği de belirtilmektedir (EJd., VI, 633). Arapça’da İlyâs şeklini alan Eliyahu, Yunanca’ya ve Latince’ye Elias olarak geçmiştir. Kelimenin Arapça’ya Hıristiyanlık kanalıyla girdiği ileri sürülmektedir (Jeffery, s. 68). Josef Horovitz, İlyâs’ın Yunanca’da Elias ve Eleias, Etiyopya dilinde Elyas, Süryânîce’de Eliya olduğunu, İslâm’a Habeş Hıristiyanlığı yoluyla geçtiğini belirtmektedir (Koranische Untersuchungen, s. 99).

Sînâ ve Sînîn gibi İlyâs ve İlyâsîn’in de aynı kelime olduğu ifade edilmektedir. Bir görüşe göre İlyâsîn ismi “âl” ve “yâsîn”den oluşan bir tamlamadır. Ancak İlyâsîn isminin geçtiği Sâffât sûresinde zikredilen diğer peygamberlerin adlarının yanına “âl” takısının eklenmediği, dolayısıyla buradaki kelimenin “âl Yâsîn” olamayacağı ileri sürülmektedir (Taberî, Câmiʿu’l-beyân, XXIII, 61-62). Diğer taraftan aslı İlyâs olan İlyâsîn’deki yâ ve “nûn”un, âyetlerin sonunun nazma uygun olması için getirilmiş olduğu belirtilmektedir (Mustafavî, I, 113-117).

Kur’ân-ı Kerîm’de İlyâs hakkında başka bilgi bulunmazken tarih, tefsir ve kısas-ı enbiyâ kitaplarında çeşitli rivayetler yer almaktadır. Bu rivayetlerde onun şeceresi İlyâs b. Yâsîn b. Finhâs b. Îzâr b. Hârûn b. İmrân veya İlyâs b. Âzir b. Îzâr b. Hârûn b. İmrân şeklinde verilmektedir (Taberî, Câmiʿu’l-beyân, XXIII, 58; Târîḫ, I, 461; İbn Kesîr, I, 337). Her iki şecerede de İlyâs, Hârûn’a varan bir soya mensup gösterilmiştir. Ahd-i Atîk’te Hârûn’un Nadab, Abiu, Eleazar ve İthamar adında dört oğlunun bulunduğu nakledilir. Buna göre İslâmî kaynaklarda Hârûn’un oğlu olarak zikredilen “el-Îzâr”, Ahd-i Atîk’teki Eleazar olmalıdır. Ahd-i Atîk’te Hârûn’dan sonra başkâhinlik görevini Eleazar’ın, onun ölümü üzerine de oğlu Pinehas’ın devraldığı belirtilir. İslâmî kaynaklara göre İlyâs, Pinehas’ın (Finhâs) torunudur. Kur’ân-ı Kerîm’de zikredilen İlyâs, Kitâb-ı Mukaddes’teki İlyâ (Eliyahu-Eli) olmalıdır. Zira Kur’an’daki İlyâs da tıpkı peygamber İlyâ gibi Ba‘l putperestliğiyle mücadele etmiştir (bk. BA‘L).

Kur'an-ı Kerîm'de ismi geçen peygamberlerden biri. Hz. Musa (a.s)'dan sonra gelen nesebi Hz. Harun (a.s)'a dayandığı rivayet edilen bir israiloğulları Peygamberi.

Hz. Musa'dan sonra İsrailoğullarının çeşitli boyları. Şam civarına yerleşmiştir. Şam bölgesindeki "Bek" şehrine yerleşen ve zamanla Allah'a isyan ederek haddi asan bir Beni İsrail kabilesine Hz.İlyas (a.s)'in gönderildiği rivayet edilmektedir. İlyas (a.s) Kur'an-ı Kerîm'de iki değişik sûrede anılmıştır. Bir yerde diğer Peygamberler ile birlikte ismi geçmiştir: "(İbrahim'e) Zekeriya, Yahya, İsa ve İlyas'ı da bağışladık. Hepsi Salihlerdendi" (el-Enbiya, 21/85). Diğer sûrede ise İlyas (a.s)'in kıssası özetle anlatılmıştır. Musa ve Harun (a.s)'dan bahsedilmiş, onların Allah'ın salih kulları olduğu anlatıldıktan sonra İlyas (a.s)'in kıssasına geçilmiştir:

"Muhakkak İlyas da peygamberlerdendi" (es-Sâffat, 37/123). Bu ayet-i kerime İlyas (a.s)'in etrafında Yahudiler ve Hıristiyanlar tarafından oluşturulmuş olan efsanevî kimliği aralamakta, onun Allah'ın diğer Peygamberleri gibi bir peygamber olduğunu anlatmaktadır. Buhârî, Kitâbu'l-Enbiyâ bölümünde İlyas (a.s) için bir bab açmış ve onun kıssasını anlatan es-Sâffât suresindeki ayetleri bu babda zikretmiştir. ibn Mes'ûd ve ibn Abbas'ın rivayetine göre Hz. İlyas ile İdris (a.s) aynı şâhıstır (Buhârî, Enbiyâ, 4). İdris (a.s) da Nuh (a.s)'in babasının dedesidir (Buhâri, Enbiyâ, 5).

İlyas (a.s) Peygamber olarak gönderildiği insanları dine davet etmiştir: "(Hz.İlyas) milletine: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Yaratanların en iyisi olan, sizin de Rabbiniz önceki babalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da Ba'l putuna mı taparsınız?" demişti (es-Sâffât, 37/124-126).

Ayet-i Kerime'de geçen "Ba'l" o kavmin tapındığı putun ismidir. Oturduğu şehirlerinin ismi "Bek" olan bu halkın, tapındıkları puttan dolayı şehirlerinin isminin "Ba'lebek" olduğu rivayet edilmektedir.

Rivayete göre Hz. İlyas israiloğullarına Hizkil (a.s)'dan sonra gönderilmiştir. insanları Allah'a imana çağıran Hz. İlyas, kavminin Ba'l putuna tapmamasını emretmiştir. O bölgenin kralı önce iman etmesine rağmen daha sonra irtidat ederek Hz. İlyas (a.s)'i öldürmeye kalkmıştır. Hz. İlyas yedi sene kadar dağlarda bayırlarda dolaşmış, insanları Tevrat'ın emirlerine davet etmiş, iman etmemeleri üzerine, o beldeye üç yıl hiç yağmur düşmemiştir. Daha sonra Hz. ilyas'ın duasıyla yağmur yağmasına rağmen yine İlyas (a.s)'a iman etmemişlerdir. Kendisinden sonraki Beni israil Peygamberlerinden Kur'an'da ismi zikredilen Elyas'a (a.s)'i Hz. ilyas yetiştirmiştir. Rivayete göre kavminin imansızlığına kızan İlyas (a.s), Allahu Teâlâ'dan kendisini gökyüzüne kaldırması için dua etmiş, bunun üzerine belirlenen bir yerde yanında Elyas'a (a.s) da varken gökten gelen ateş gibi bir ata binip havalanmış, nübüvvet simgesi olarak da aşağıda kalan Elyas'a hırkasını atmış ve semâya refedilmiştir.

Ancak şurası unutulmamalıdır ki bu rivayetler israiloğullarının Tevrat kökenli rivayetleridir. işin doğrusunu en iyi Allah bilir (ibn Kesîr, Tefsiru'l Kur'ani'l Azîm, VII, 31). Hz. ilyas (a.s)'in, Hızır (a.s) ile yılda bir kez buluştuğuna inanılır, halk arasında bu buluşma Hızır ilyas (Hıdrellez*) şeklinde simgelenmiştir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

HZ.MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V)

HZ.MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V) محمّد Doğum tarihi ve yeri: MS 22 Nisan 571(Rebiülevvel ayının on ikisi,pazartesi günü) Mekke, Suudi ...